Hayatı
Bayburtlu Zihni, 1795 yılında dünyaya gelmiştir. Asıl adı Mehmed Emin’dir. Babası, Bayburt alimlerinden Hacı Osman Efendi’dir. Zihni onun takma adıdır ve Bayburt’ta doğduğu için Bayburtlu Zihni olarak anılır. Öğrenimini Erzurum ve Trabzon medreselerinde yaptıktan sonra 1816-17 yıllarında İstanbul’a gelerek Mustafa Reşit Paşa ile yakınlık kurmuş ve Divan-ı Hümayun kalemine girmiştir. Bir süre İstanbul’da kaldıktan sonra yurduna dönmüştür. 1828 yılında Türk- Rus savaşında yurdunun Rus işgali altına girmesinin bütün acılarını yaşamıştır. Daha sonra Erzurum’da, yeniden İstanbul’da bulundu. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde memur olarak çalıştı. 1859 yılında Bayburt’a dönerken Trabzon yakınlarındaki Bahçeyaka köyünde hayatını kaybetmiştir.
Edebi Kişiliği
- Bayburtlu Zihni, 19. yüzyıl halk şairlerindendir.
- Hem Divan hem de halk şiiri türündeki yapıtlarıyla tanınmış bir şairdir.
- Şiirlerinde hem heceyi hem de aruzu kullanmıştır. Ama şair asıl ününü hece ölçüsüyle yazdığı koşma ve destanlar sayesinde kazanmıştır.
- Divanında divan şiirinin bütün şekilleri ile yazılmış şiirler vardır. Divan’ında bazı gazeller ve müstezatlar, ancak orta derecede ahenkli ve başarılıdır.
- Buna rağmen, az sayıda olan, hece ile söylenmiş koşmaları ve destanları tanınır.
- Taşlama alanında usta bir isimdir.
- “Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş / Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı” dizeleriyle başlayan bu koşma sonradan bestelenmiştir.
- Bayburtlu Zihni’nin bir Divan’ı, Sergüzeştname isimli, kendi hayatını hikaye eden bir mesnevisi vardır.
Eserleri
Divan-ı Zihni
Sergüzeştname
Bayburtlu Zihni Şiir Örneği
Vardım ki yurdundan ayak götürmüş
Yavru gitmiş, ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş, meyler dökülmüş
Sakiler meclisden çekmiş eyağı
Kangı dağda bulsam ben o maralı
Kangı yerde görsem çeşm-i gazıili
Avcılardan kaçmış ceylan misali
Göçmüş dağdan dağa yokdur durağı
Laleyi, sünbülü, gülü har almış
Zevk u şevk ehlini ıih ü zar almış
Süleyman tahtını sanki mıir almış
Gama tebdil olmuş ülfetin çıiğı
Zihni derd elinden her zaman ağlar
Sordum ki bağ ağlar, bağban ağlar
Sünbüller perişan, güller kan ağlar
Şeyda bülbül terk edeli bu bağı