Hayatı
Gülşehri, 14. yüzyıl divan şairlerindendir. Hayatı hakkında net bir bilgi yoktur. 13. yüzyılın sonlarında Kırşehir’de dünyaya geldiği eserlerinden anlaşılmaktadır. Döneminin tanınmış şairlerinden ve ünlü sofularındandır. Zaviye sahibi olan Gülşehri’nin etrafında birçok müridi bulunmuştur. Mevlâna, Sadi gibi doğu dünyasının ünlü tasavvufi kişiliklerini kendisine örnek almıştır. Dini ilimlerde bilgili olmasının yanı sıra matematik ve felsefe gibi aklî ilimlerle de ilgilendiği ve bu konularda da bilgi sahibi olduğu düşünülmektedir. Farsça ve Arapça öğrenmiştir.
Gülşehri Edebi Kişiliği
- Gülşehri, 14. yüzyıl divan edebiyatı şairlerindendir.
- Türkçe şiir söylemenin kusur olarak görüldüğü dönemlerde Türkçe’nin savunuculuğunu yapmıştır. Bu nedenle şiirlerinde Türkçe söyleyişin izleri görülür.
- Aruzu Türkçeye uyarlamaya çalışmıştır.
- Gülşehri, şiirlerinde tasavvufi konuları işlemiştir.
- Dini konuları işlemesine rağmen sanat kaygısıyla hareket etmiş, eserlerinin geleceğe kalacak şekilde sağlam olmasına özen göstermiştir.
- Eserlerini bahar ve tabiat tasvirleriyle süslemiş; ağaçlar, çiçekler, yeşillikler ve kuş sesleriyle renkli mısralar sıralayarak edebi zevki üstün bir sanatçı olduğunu göstermiştir.
- Feridüddin Attar’ın Mantıku’t Tayr adlı eserini Türkçeye çevirmiştir. Kendi Mantıku’t Tayr’nı daha başka kaynaklardan ve bilhassa Mevlana Celaleddin Rumi’nin Mesnevi’sinden aldığı hikayelerle süslemiş ve devrinin sosyal ve ahlaki düşünceleriyle de zenginleştirerek milli ve orijinal bir eser haline getirmiştir.
Gülşehri’nin Eserleri
Mantıku’t Tayr
Feleknâme